
Çocuklarda Ateş Ne Zaman Tehlikelidir?
Merhaba Sevgili Anneler ve Babalar,
Hakkında çok bilgiye sahip olduğumuz ama çocuğumuzun başına geldiğinde bir anda paniğe kapılmamıza neden olan ateş konusunu işlemek istiyorum. Ateşin ebeveynlerde endişe yaratmasının en önemli nedeni çocuklarının ateşli havale geçirme ihtimalidir.
Çocuklarda görülen yüksek ateşin en önemli nedenleri arasında üst ve alt solunum yollarında meydana gelen enfeksiyonlar yer alır. Bunun yanı sıra idrar yolu enfeksiyonları, mide ve bağırsak enfeksiyonları, zatürre, menenjit ve orta kulak iltihabı gibi hastalıklar da yüksek ateşe sebep olabilmektedir. Ayrıca bazı ilaç ve bitki zehirlenmelerinde, aşırı giydirme, ortam ısısının yüksek tutulması veya terleyememe durumlarında vücut ısısının atılamaması nedeni ile ateş yüksek ölçülebilir. Ortam ısısı yüksek ya da aşırı giydirilmiş çocukların, kıyafetleri çıkarıldıktan 30 dakika sonra ateşlerinin ölçülmesi daha uygun olacaktır.
Ateş vücudun geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Deneysel çalışmalarda insan bağışıklık sisteminin ateşli dönemde normal ısıya oranla daha iyi çalıştığını göstermiştir. Vücut ısısı yükseltilerek enfeksiyon etkenleri ile daha etkili mücadele edilmektedir, bu nedenle her ateşin hemen düşürülmeye çalışılmasını önermemekteyiz.
Ateş, makattan, ağız içinden, koltuk altından, kulaktan ve alından temassız ateş ölçerle ölçülebilir. Pratik olması nedeni ile genel olarak kulaktan ve koltuk altından ölçüm tercih edilmektedir. Son yıllarda kulaktan ya da alın bölgesinden temassız ateş ölçer cihazlar kullanılmaktadır. Ancak bu cihazlarla hatalı ölçüm yapma ihtimali yüksektir. Civalı cam ateş ölçerlerin kullanımı, kırılmaları durumunda civa zehirlenmesi riskinden dolayı yasaklanmıştır.
Ortam ısısına göre uygun giyinmiş ve 30 dakika istirahatte olan çocukta tekniğine uygun olarak ölçülen makattan ya da kulaktan vücut ısısı 37.8 C veya koltuk altı 37.3 C ise çocuk ateşli olarak kabul edilir. Bazı ailelerin bana ‘hocam çocuklarda ateş en yüksek kaç dereceye kadar çıkabilir?’ sorusuna burada cevap veriyim; vücut ısısını ayarlayan beyinin hipotalamustaki termostat sinir hücrelerinin en yüksek ayarı 42 C dir ve daha fazla yükseltilemez. Vücut ısısının 35 C’nin altına inmesine de hipotermi diyoruz. Hipotermi de müdahale edilmesi gereken önemli bir nedene bağlı olabilir.
İdeal vücut sıcaklığının 36,1 derece ile 37,2 derece arasında olduğu söylenebilir. Toplumda da bu değer aralığının tam ortası olan 36,5 derece seviyesi “ideal vücut ısısı” olarak kabul görmüştür. Koltuk altından yapılan ateş ölçümlerinde kişinin koltuk altının terli ya da ıslak olmaması ve cihazın ölçüm yapan bölgesinin uygun şekilde koltuk altına temas etmesi gerekmektedir.
Ateşi yükselecek olan çocuk, ürperir, titrer, üşüme hissi olur, elleri ve ayakları soğuk olur ve cildi morarır benek benek olur. Vücut mikroplarla savaşırken vücut ısısını yükselterek uygun ısıyı sağlar ve böylece daha etkili bir şekilde onları yok eder. Vücut ısısını yükseltmek için kasları kasıp gevşeterek yani titreyerek bunu sağlamaktadır. Vücudun uç kısımlarının soğuması, cildin morarması ve alacalı bir renk alması da yine vücut ısısını yükseltmek için damarların büzülmesine bağlıdır. Bu nedenle bu çocuklar, aman üşüyor onları daha çok örtelim derseniz ateşleri daha çok yükselir, bundan kaçınılmalıdır.
Ateşli havaleye değinmeden geçmek olmaz; 6 ay ile 6 yaş arası, ateşli dönemde kafa içi infeksiyon bulguları ya da sinir sistemini doğrudan etkileyen hastalıklar olmadan nörolojik olarak sağlıklı çocuklarda görülen havaleye denir. Çocukların neredeyse % 5’inde görülmektedir. En sık 18-22 aylık çocuklarda görülmektedir. Nedeni; enfeksiyonlar, genetik yatkınlık, merkezi sinir sistemi ısı düzenleme bozuklukları, merkezi sinir sistemi gelişiminde gecikme, beyinde kasılmaya neden olan bir takım maddelerin artması ve demir eksikliği gibi nedenler öne sürülmektedir. Ateşli havale geçiren çocukların yarısında herhangi bir risk faktörü bulunamamıştır. Ateşli havale 37,4 C ateşte olabildiği gibi 41 derecede olmayabilmektedir, yani ateşli havale ateşin derecesi ile ilişkili değildir.
Eğer;
- 2 yaş ve altındaki bebeklerde ateş seviyesi normal değerlerin üzerindeyse, özellikle 3 ayın altındaki ateşli her bebek mutlaka doktora götürülmelidir.
- Yaş fark etmeksizin ateş değeri 40 derecenin üzerine çıktıysa,
- Yüksek ateşle birlikte seyreden ağlama, inleme, huzursuzluk ve nefes almada zorluk gibi belirtiler mevcutsa,
- Yüksek ateşle birlikte seyreden kusma ve ishal belirtileri varsa,
- Çocuğun daha önceden havale geçmişi varsa,
- Çocuğun zaman zaman bilinci gidip geliyorsa ve tam olarak kendinde değilse,
- Çocuk kendisini iştahsız hissedip hiçbir şey yemiyorsa ve yediklerini yutkunmakta zorlanıp kusuyorsa,
- Çocukta ortaya çıkan yüksek ateş ve beraberinde gelen ek belirtiler 3 gündür devam ediyorsa doktora gidilmelidir.
Yüksek ateş, kişinin terlemesine sebep olur. Böylelikle vücutta sıvı kaybı meydana gelir. Bu nedenle ateşi yükselen çocukların bol miktarda sıvı tüketmeleri sağlanmalıdır. Eğer ateşi yükselen çocuk hala anne sütü alma dönemindeyse sık sık emzirilmelidir.
Çocuğun vücudu ve içinde bulunduğu ortamın sıcaklığı ılık – serin arası bir dengede olmalıdır. Oda sıcaklığı 20-24 arası derecelerde tutulmalı ve ortamın ne çok sıcak ne de çok soğuk olmasına müsaade edilmelidir. Vücut ısısının daha da yükselmemesi için çocuğa hafif, ince giysiler giydirilmeli ve uyurken üzerine ince bir battaniye örtülmelidir. Ateşi çıkan çocukların dinlenmeleri sağlanmalıdır. Okula giden çocukların ateşli oldukları dönemde okula gönderilmemeleri diğer çocuklara bulaşın önlenmesi açısından önemlidir.
Ateşli hastalık tedavisinde temel amaç çocuğun rahatlatılması ve rahatsız edilmemesidir. Büyük çocukların kendini iyi hissettiği, küçük çocukların ise rahatladığı bir vücut ısısı düzeyi tedavi için yeterlidir.
Ateşi yüksek olan çocuğun genel durumu iyiyse, ayakta dolaşıyor, neşesi yerinde etrafa gülücükler dağıtıyorsa ateş düşürücü ilaç vermeye gerek yok, kıyafetlerini çıkarıp, oda ısısını düşürmek, ateşi 39 C’ler düzeyinde ise başı dâhil ılık duş aldırmak çoğu zaman yeterli olmaktadır. Ilık uygulama, ılık su ile ıslatılmış bez ve pamukların boyuna, koltuk altı ve kasıklara yerleştirilerek veya ılık bir duş şeklinde uygulanabilir. Bu durumda ateş 1 C düşene kadar ılık uygulama devam edilmeli, ateşin normale gelmesine kadar ılık uygulama sürdürülmemelidir. Ateşi düşürmek için soğuk ya da buzlu su veya sirke kullanılmamalı, özellikle alkol ve kolonyanın zehirlenmelere neden olabileceği unutulmamalıdır.
Şu da unutulmamalıdır ki ateş, ateş düşürücü ilaçlar verildikten 1 ile 1,5 saat sonra düşecektir. Bu nedenle ateş düşürücü ilaçları verdikten sonra çok sık olarak ateşin ölçülmesine gerek yoktur. En sık kullanılan ateş düşürücüler parasetamol ve ibuprofen içeren ilaçlardır. Ateş düşürücü ilaçları uygun doz ve aralıklarla vermek gerekir aksi takdirde hem etkili olmaz hem de yan etkilere neden olabilirler.
Ateşin hemen düşmesi için yüksek dozda ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Yine değinmeden geçmek istemediğim bir konu var ki, antibiyotikler virüslere etki etmemektedir. Eğer yüksek ateşin bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklandığı tespit edilmişse çocuğa uygun dozda bir antibiyotik reçete edilecektir. Her ateşlenen çocuğa antibiyotik tedavisi uygulamak doğru değildir, zaten çoğu virüs kaynaklı olan ateş durumlarında gereksiz antibiyotik kullanımı çocuklara önemli zararlar vereceği gibi antibiyotik direncine de neden olmaktadır. Son yıllarda bu yaklaşım akılcı antibiyotik kullanımı olarak ifade edilmektedir. Uygun dozda ilaç tedavisi uygulanan, bol sıvı tüketen ve iyi bir şekilde istirahat eden çocuklar kısa sürede yüksek ateşi atlatacaklardır.
Uzm. Dr. Abdurrahman Yıldırım
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı