Çocuklarda Alt Solunum Yolları Enfeksiyonları
Okulların açılması ile birlikte kalabalık sınıf ortamları enfeksiyon hastalıklarının hızla yayılmasına neden olmaya devam ediyor. Kasım ayından itibaren influenza virüsünün neden olduğu grip vakaları ile birlikte RSV nin neden olduğu bronşiolit vakalarında da artış yaşanmaktadır.
Solunum sistemini oluşturan organlardan gırtlak altı bölge, soluk borusu ve akciğerler alt solunum yollarını oluşturur.
Akciğerlerimiz, solunum sisteminin oksijen ve karbondioksit değişiminin yapıldığı yerdir. Akciğerler kaburgalar tarafından korunan hafif süngerimsi yumuşak elastik ve hassas organlardır. Alveol dediğimiz-akciğerlerin fonksiyonel birimleri olan küçük ve içi hava dolu keseciklerdir. Görünüşü üzüm salkımına benzer.
Bronşiolit: 2 yaş altında ve sıklıkla ilk 6 aydaki çocuklarda görülen bir alt solunum yolu enfeksiyonudur. Süt çocukluğu döneminde viral alt solunum yolu enfeksiyonu bulgularının eşlik ettiği hışıltı atakları ile karşımıza gelmektedir. Bu çocuklarda ateş, öksürük, hızlı ve inlemeli solunum, nefes darlığı, göğüs kafesinde kaburgalar arasında çekilmeler ve hışıltı gibi bulgular gözlenmektedir. Çeşitli virüsler bronşiolit tablosuna neden olmaktadır. Mevsimlere göre farklılık olmakla birlikte en sık etken RSV olarak adlandırılan virüstür. Ayrıca rinovirüs, parainfluenza virüs, metapneumovirüs, influenza virüs, adenovirüs, coronavirüs ve bocavirüs etken olarak görülmektedir.
Boğmaca enfeksiyonu sırasında küçük çocuklarda hışıltı gözleyebilmekteyiz. En sık bronşiolit nedeni olan RSV, Aralık-Nisan aylarında salgınlar yapmaktadır. Maalesef bu virüse bağlı uzun süreli bağışıklık olmadığı için tekrarlaması olasıdır. Özellikle kalabalık, sigara içilen ailelerde ve anne sütü almayan ufak bebeklerde RSV enfeksiyonları sık görülmektedir. RSV burun ve boğazdan alınan örneklerden yapılan testlerle saptanabilir. Bronşiolitte genel olarak destekleyici tedavi uygulanmaktadır. Hafif bronşiolit tablosu olan çocuklar yakın takip ile evde izlenebilirler. Orta ve ağır derecede hastalık tablosu varlığında çocuklar hastaneye yatırılmalıdır. Bu gruba genel durumu iyi olmayan, prematüre doğan tüm süt çocukları, bebeğin 3 aydan küçük olması, hastanın ölçülen kan oksijen düzeyinin düşük olması, kronik kalp-akciğer hastalığı olması ve beslenmesi kötü olan çocuklar girer. Bronşioilit tanısı alan çocukların yeterli sıvı almaları son derece önemlidir. Altta yatan önemli bir kronik hastalık yoksa bronşiolit geçiren çocuklarda tam iyileşme olmaktadır. Öksürük şikayetleri azalmakla birlikte bazı çocuklarda 2-3 hafta kadar uzun sürebilir, fakat akciğerlerde kalıcı bir hasar bırakmamaktadır.
Diğer bir alt solunum yolu enfeksiyonu olan ZATÜRRE diğer adı ile PNÖMONİ
Akciğer dokusunun bölgesel ya da yaygın iltihabıdır. Toplumdan edinilmiş zatürre dünya genelinde belirgin olarak kalıcı sağlık sorunlarına ve ölümlere neden olmaktadır. Sıklığı özellikle 5 yaş altı çocuklarda en yüksektir. Zatürreye hem virüsler hem de bakteriler neden olabilmektedir. Unutulmaması gereken çok önemli bir durum var ki; verem mikrobunun da zatürre tablosuna neden olduğudur. Tıp diliyle buna akciğer tüberkülozu diyoruz, ülkemiz koşullarında uzun süre geçmeyen öksürük, gece terlemeleri ve kilo kaybı olan her çocukta akla gelmelidir. Dünyada yılda, 5 yaşından küçük 155 milyon civarında çocuğun zatürreye yakalandığı tahmin edilmektedir. Maalesef tüm dünya genelinde yılda yaklaşık 2 milyon çocuğun ölümüne neden olmaktadır. Gelişmiş toplumlarda ve ülkemizde pnömokok aşısı dediğimiz zatürre aşılamasıyla çocukluk çağında zatürre nedeniyle hastaneye başvurularda belirgin azalma görülmektedir.
Zatürresi olan hastanın genel durumu düşkün, ateş, öksürük, halsizlik, iştahsızlık, yan veya karın ağrısı, nefes darlığı ve dudaklarında morarma gibi bulguların hepsi ya da bazıları görülebilir. Zatüresi olan çocuk, doktor tarafından değerlendirilerek bulgularına göre hafif ise hastaneye yatırılmadan antibiyotik tedavisi ile takip edilebilir ancak orta ve ağır hastalık tablosu olan hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Özellikle okul öncesi dönemde zatürre etkenleri çoğunlukla virüsler olmakla birlikte toplumdan edinilmiş zatürresi olan çocukların yarısına yakınında birden fazla etken söz konusudur. Ateşli yenidoğan bebekler ve 2 yaş altı sütçocuklarında tedaviye acilen başlanmalıdır. Burada kritik olan hasta olan çocuğun hastaneye yatış ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesidir. Hafif vakalarda antibiyotik tedavi süresi 10 gün iken ağır vakalarda bu süre 2-3 hafta olmalıdır. Uygun tedavi ile hastalığın şiddetine göre değişmekle birlikte çoğu vakada tam iyileşme olmaktadır.
Aşırı öksürük, düşmeyen yüksek ateş, halsizlik, nefes darlığı, yan ağrısı ve hışıltısı olan çocukların zaman kaybetmeden doktora götürülmesi gerekir.
Çocuklarımızı hastalıklardan korumak için;
- Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü, 6.aydan sonra 2 yaşına kadar anne sütü ile birlikte tamamlayıcı gıdalar ile beslenmeli
- Çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmeleri, yani haftada 2 gün balık, bol sebze ve meyve tüketerek yeterli su içmeleri sağlanmalı
- Yeterli sürede uykularını almalılar
- D vitamini takviyesi verilmeli
- Fiziksel aktivitelere teşvik edilmeli
- Zorunlu aşıları yanında doktorunuzla görüşerek grip aşısı ile birlikte diğer özel aşılarını yaptırmalısınız.
- Okula giden çocukların el temizliğine dikkat etmeleri öğütlenmelidir.
- Hasta olan çocukların okula gönderilmemesi hastalıkların salgın haline gelmesini önlemek adına çok önemlidir.
Tüm çocuklarımıza ve ailelerine sağlıklı ve mutlu günler dilerim.