
Okul Döneminde Artan Enfeksiyon Hastalıkları
Vücut hiç bilmediği, tanımadığı bir mikropla karşılaşınca mikrop hastalığa neden olur. Vücut aynı mikropla tekrar karşılaşırsa buna karşı bağışıklık sistemimiz devreye girer ve hastalık oluşmadan atlatılmış olur. Bu nedenle ilk kez okula giden, daha önce bağışıklık sistemi çeşitli mikroplarla karşılaşmamış çocuklar için bu durum risk oluşturur.
Son dönemde bu hastalıklarda artış olmasının nedenine gelecek olursak; pandeminin başladığı 2019’un başından itibaren okulların kapanması ve insanların alınan önlemlere bağlı olarak daha çok evde vakit geçirmesi uzun bir süredir mikroplarla temasımızı kesti. Bu dönemde COVİD-19 dışında diğer infeksiyon hastalıklarında anlamlı oranda bir düşüş oldu. Bu yıl ise okulların açılması ve önlemlerin gevşetilmesi ile hem COVID-19 vakalarında hem de diğer infeksiyon hastalıklarında artışlar yaşanmaya başlandı.
Özellikle kreşe ve okula giden çocuklarda çok sık üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları görmeye başladık. Haftalarca geçmeyen öksürükler, burun tıkanıklıkları ve dirençli düşmeyen yüksek ateş şikayetleri görüyoruz. Doğal olarak bu durum aileleri çok tedirgin etmeye başladı.
Sağlıklı küçük bir çocuk yılda 8-9 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir. Hatta bu sayı özellikle okula başladıkları ilk 1-2 yıl 10-12’ye ulaşabilir. Özellikle kreşe giden, kalabalık ailede yaşayan veya pasif sigara dumanına maruz kalan çocuklar daha sık hastalanmaktadır. Bu çocuklarda viral enfeksiyonlara bağlı bulgular 7-8 gün kadar sürmektedir ve normal büyüme gelişme basamaklarına sahip olup enfeksiyon tedavisine hemen cevap verirler. Bu enfeksiyon atakları arasında tamamen sağlıklıdırlar. Bu enfeksiyonların büyük bir kısmı viral etkenlere bağlıdır. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi etkili değildir ve verilmemelidir.
Sık tekrarlayan enfeksiyonu olan çocukların yaklaşık üçte birinde alerjik hastalıklar tespit edilmektedir.
Alerjik çocuklarda öksürük şikayeti bazen 2-3 hafta kadar sürmektedir. Öksürük gece ilk uykuda, sabah uyandıktan sonraki ilk 1 saatte ve gün içinde artan eforla birlikte daha fazla olmaktadır. Alerjik çocuklar özellikle sık sinüzit, rinit ve orta kulak iltihabı geçirebilmektedir. Burun tıkanıklığı, geniz eti büyümesi, sürekli burunlarını kaşımaları, göz altlarında kızarıklık-morluk olması ile tanınması çok kolaydır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise alerjik bünyeli çocukların bazılarında aynı zamanda immün yetmezlik dediğimiz bağışıklık sistemi yetmezliği de olabilir.
Sık tekrarlayan enfeksiyonu olan çocukların yaklaşık %10’unda altta yatan kronik bir hastalık olabilir. Bu çocuklarda büyüme gelişme geriliği ve hastalığa özgü muayene bulguları görülür. Bağışıklık sistemi yetersizliği olan çocukları nasıl tanıyabiliriz? Hem aileleri hem de doktorları uyarıcı olabilecek bulgular nelerdir? .
Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için alınabilecek önlemlere de değinelim.
Çocukların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmeleri sağlanmalı, günde en az 8 saat uykularını almalı, düzenli olarak sportif aktivitelere katılmaları sağlanmalıdır. Pandemi sürecinin başından beri vurguladığımız gibi el temizliği, sosyal mesafenin korunması ve maske takılması kurallarına uymalıyız. Okullarda sınıfların sık sık havalanması, ders sürelerinin kısa tutulması infeksiyon hastalıklarının bulaşma ihtimalini azaltacaktır. Hasta olan çocukların okula gönderilmemesi ailelerin ve okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken çok önemli bir durumdur.
Son olarak vurgulamadan geçmek istemediğim COVID-19 ve grip yani influenza aşılarından bahsetmek istiyorum. Tüm dünyada yoğun çabalara rağmen COVID-19 vakalarında artışın devam etmesi aşıların önemini gözler önüne sermektedir. Kış aylarında olmamız nedeni ile mevsimsel grip yani influenza salgını beklenmektedir. Bu bağlamda her iki hastalığa karşı en etkili korunma yöntemi olan aşılarımızı olmayı ihmal etmeyelim.
Son dönemde bu hastalıklarda artış olmasının nedenine gelecek olursak; pandeminin başladığı 2019’un başından itibaren okulların kapanması ve insanların alınan önlemlere bağlı olarak daha çok evde vakit geçirmesi uzun bir süredir mikroplarla temasımızı kesti. Bu dönemde COVİD-19 dışında diğer infeksiyon hastalıklarında anlamlı oranda bir düşüş oldu. Bu yıl ise okulların açılması ve önlemlerin gevşetilmesi ile hem COVID-19 vakalarında hem de diğer infeksiyon hastalıklarında artışlar yaşanmaya başlandı.
Özellikle kreşe ve okula giden çocuklarda çok sık üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları görmeye başladık. Haftalarca geçmeyen öksürükler, burun tıkanıklıkları ve dirençli düşmeyen yüksek ateş şikayetleri görüyoruz. Doğal olarak bu durum aileleri çok tedirgin etmeye başladı.
Sağlıklı küçük bir çocuk yılda 8-9 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir. Hatta bu sayı özellikle okula başladıkları ilk 1-2 yıl 10-12’ye ulaşabilir. Özellikle kreşe giden, kalabalık ailede yaşayan veya pasif sigara dumanına maruz kalan çocuklar daha sık hastalanmaktadır. Bu çocuklarda viral enfeksiyonlara bağlı bulgular 7-8 gün kadar sürmektedir ve normal büyüme gelişme basamaklarına sahip olup enfeksiyon tedavisine hemen cevap verirler. Bu enfeksiyon atakları arasında tamamen sağlıklıdırlar. Bu enfeksiyonların büyük bir kısmı viral etkenlere bağlıdır. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi etkili değildir ve verilmemelidir.
Sık tekrarlayan enfeksiyonu olan çocukların yaklaşık üçte birinde alerjik hastalıklar tespit edilmektedir.
Alerjik çocuklarda öksürük şikayeti bazen 2-3 hafta kadar sürmektedir. Öksürük gece ilk uykuda, sabah uyandıktan sonraki ilk 1 saatte ve gün içinde artan eforla birlikte daha fazla olmaktadır. Alerjik çocuklar özellikle sık sinüzit, rinit ve orta kulak iltihabı geçirebilmektedir. Burun tıkanıklığı, geniz eti büyümesi, sürekli burunlarını kaşımaları, göz altlarında kızarıklık-morluk olması ile tanınması çok kolaydır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise alerjik bünyeli çocukların bazılarında aynı zamanda immün yetmezlik dediğimiz bağışıklık sistemi yetmezliği de olabilir.
Sık tekrarlayan enfeksiyonu olan çocukların yaklaşık %10’unda altta yatan kronik bir hastalık olabilir. Bu çocuklarda büyüme gelişme geriliği ve hastalığa özgü muayene bulguları görülür. Bağışıklık sistemi yetersizliği olan çocukları nasıl tanıyabiliriz? Hem aileleri hem de doktorları uyarıcı olabilecek bulgular nelerdir? .
- Ailede bağışıklık yetmezliği olan bireyin olması ya da 30 yaş öncesi açıklanamayan ani ölüm
- Büyüme ve gelişme geriliği
- İnfeksiyon hastalığı nedeni ile hastaneye yatış veya damardan antibiyotik tedavisi ihtiyacı olması
- Bir yılda 6 veya daha fazla yeni infeksiyon
- Yılda 4 ve daha fazla orta kulak iltihabı
- 2 veya daha fazla, kanın mikropla zehirlenmesi veya menenjit atağı
- Uzun süreli antibiyotik tedavisi almak
- Çok tekrarlayan veya dirençli kandida mantar enfeksiyonu
- Rotavirüs, suçiçeği veya verem aşısı gibi canlı aşılar sonrası gelişen önemli yan etkiler
- Uzun süren ishal
- İyileşmeyen yaralar, ciddi ve yaygın cilt hasarları
- Nedeni açıklanamayan uzun süren ateş
Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için alınabilecek önlemlere de değinelim.
Çocukların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmeleri sağlanmalı, günde en az 8 saat uykularını almalı, düzenli olarak sportif aktivitelere katılmaları sağlanmalıdır. Pandemi sürecinin başından beri vurguladığımız gibi el temizliği, sosyal mesafenin korunması ve maske takılması kurallarına uymalıyız. Okullarda sınıfların sık sık havalanması, ders sürelerinin kısa tutulması infeksiyon hastalıklarının bulaşma ihtimalini azaltacaktır. Hasta olan çocukların okula gönderilmemesi ailelerin ve okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken çok önemli bir durumdur.
Son olarak vurgulamadan geçmek istemediğim COVID-19 ve grip yani influenza aşılarından bahsetmek istiyorum. Tüm dünyada yoğun çabalara rağmen COVID-19 vakalarında artışın devam etmesi aşıların önemini gözler önüne sermektedir. Kış aylarında olmamız nedeni ile mevsimsel grip yani influenza salgını beklenmektedir. Bu bağlamda her iki hastalığa karşı en etkili korunma yöntemi olan aşılarımızı olmayı ihmal etmeyelim.